27 Ekim 2015 Salı

şarj edilebilir matkap ve şarjlı süpürgede nikel pil mi lityum pil mi tercih edilmeli.nikel pilli cihazlarla lityum pilli cihazların farkı li ion lipo lityum polimer lithium polymer vs nickel battery nikel pil

Şarj edilebilir matkap ve elektrikli süpürgede lityum pil mi nikel pil mi?
Öncelikli not: bu yazıyı okurken önceki yazıları da okuduğunuzu varsayarak Ah mAh  A volt c değeri kavramlarını tekrar tekrar açıklamıyorum. Genel kavramlar başlığında açıklamalar mevcut.
                Şarjlı el ve dikey süpürgeler hayatımıza iyice girdi. 1980lerde ilk türkiyeye girdiklerinde sadece Amerikan pazarı, Japon pazarı gibi yerlerde ve kaçakçılarda varlardı. Pek çok kişi de fuzuli olarak bakardı. Emiş güçleri zayıftı. Şarjlı pil teknolojisi de henüz bugünkü kapasitede değildi ama kalite de bu kadar düşmemişti. 10 yıl kullandığım ürünleri bilirim. Artık çok çeşitli ve çok güçlü emişe sahip modeller mevcut. Titiz hanımlar ve çocuklu evler için pek yakında vazgeçilmez olacaklar. Özellikle özellikleri gittikçe artan ve kullanımları karmaşıklaşan elektrikli süpürgelerin kullanıma hazır olmaları gittikçe zorlaştığı için daha basit ve hızlı şarjlı süpürgeler vazgeçilmez hale geliyor.
                Benzer bir durum çok farklı kulvarlarda olmalarına rağmen şarjlı matkaplar için de geçerli. Yenilenen motor teknolojisi artık elektriklilere yakın güçte kablosuz matkap yapımına olanak veriyor. Tek sorun her zamanki gibi enerji.
                Matkaplarda pek yer bulamadı ancak şarjlı süpürgelerde yüksek enerji kapasiteleri nedeniyle ve ucuz oldukları için kurşun aküler kullanıldı. Kısmen bir başarı da sağladı. Ancak uzun ömürlü bir çözüm olmayacak. Çünkü: 1- çok ağırlar ve birkaç dakikadan fazla kullanımda ciddi sıkıntı yaratıyorlar. 2- fırçasız veya kömürsüz motorlar gibi atipik yapılı motorlar için uygun değiller. 3- her ne kadar jel akü benzeri yapıda olmalarına rağmen dik şarj edilmeleri gerek ama dizaynlar nadiren buna göre yapıldığından akü ömürleri bazen 1 yılı bile bulmuyor. 4- aşırı adi akü piyasada çok. Kaliteli markaların da o kadar çok taklidi var ki paranızla rezil oluyorsunuz. 5- aralıksız uzun çalışmalarda hala gaz çıkışı riski mevcut. Bu nedenlerden dolayı karşılaştırmalarda sadece nikel pillerle lityum pilleri karşılaştıracağım.
                Nikel pilli ürünler daha önceki yazıları da okuduysanız ömür açısından genelde zamandan bağımsızlar. Hatta nikel kadmiyumlar neredeyse tamamen bağımsız. 0 volta kadar boşalıp kolaylıkla geri hayata dönebiliyorlar.
Makita şarjlı matkabım vardı. Pili ni cd ydi ve firmaya bu yüzden çok kızmıştım. 2010lardayız hala mı nicad pil! Ancak amatör kullanıcı olarak ayda yılda bir matkabı kullandım. 5 yılda 50 şarj bile görmediler. 5 yılın sonunda kapasitenin neredeyse tamamı kayıpsız yerindeydi ve piller her türlü testten geçebildi. Benzeri bir durum philips şarjlı traş makinasında da oldu. 10 ylı geçmesine rağmen şarj kapasitesinde ciddi bir kayıp yoktu. İçini açınca uzay çağı pili değil bildik nicad pil buldum. Seyrek şarj olduğu iç,in 10 yıla rağmen kapasitede ancak %10 azalma vardı.
  Nikel metal hidrat pillerde bu kadar esnek değilsiniz arada bir şarj gerekiyor ancak onlarda da kaliteli bir pil yılda 1-2 şarjla çok uzun zaman dayanabiliyor. Hatta yeni çıkan yeni kuşak nimh pillerde 1 yıl sistem gücünü koruyabildiği için şarj edip bir kenara bıraktığınızda pil kendi kendine boşalmıyor ve 1 yıl sonra bile dolu pille kullanıma hazır malzemeniz oluyor. Bu açıdan nikel tabanlı piller açık ara lityumlardan önde.
Ayrıca nikel pilleri bulmak ve eskileriyle değiştirmek çok kolay. Hem pilleri bulmak kolay, hem pillerin birbirini ikamesi çok mümkün hem de özel devre adaptasyonları gerektirmezler. Nikel tabanlı matkabın aküsü öldüğünde bataryanın şeklini bozmayı göze alırsanız kalem pille bile çok ucuza aynı bazen daha büyük kapasiteli batarya yapmak çok kolaydır. Aynı şarj cihazı da çalışmaya devam eder.
Ayrıca nikel piller sıcaklıktan etkilense de aman aman zarar görmezler.  Benim makita arabada duruyordu ve pili neredeyse hiç zarar görmemişti. Aynı cihaz lityum pilli olsaydı yaz sıcağı çoktan pili tüketirdi. Ayrıca kalitesiz bir lityum veya LiPo arabada yazın kolayca oluşabilecek 60 derece gibi değerlerde akabilir veya patlayabilir.
Ancak işin içine motor girdiğinde küçük bir sorununuz olur. Motorların demeraj adı verilen ilk çalışma anında normal ihtiyacın birkaç katı akım çekme özellikleri vardır. Her motor için bu geçerlidir. Bazı türler 2-3 bazı türler 10 kata kadar ek yük çekebilir. Bu nedenle sık dur başlat yapılan aletlerde akü biraz çabuk yorulur. Kapasitenin pile göre değişmekle birlikte %10-15 kadarı bir dahaki şarja kadar kullanılamaz.  Ancak asıl sorun bu değildir. Nikel pillerin genelinin c değeri 1 civarıdır. Yani nikel piller sürekli olarak kapasiteleri kadar akım verebilirler. Örneğin 2000mAhlık bir nikel pilden sürekli olarak 2000 ma akım çekebilirsiniz. 3000 çekmeye çalıştığınızda hem pili öldürürsünüz hem de zaten pil o akımı vermez. Bu durumda daha güçlü motor demek daha çok pil demek. Örneğin 12 volt 2000 ma ile çalışan bir motor için 12 volt 2000 hatta 3000 mAh (2-3 Ah    1A=1000mA) batarya kullanmanız gerekir. Bu motorun gücü 12*2=24 watt tır. Eğer 36 wattlık motor kullanacaksanız ya 18 voltluk batarya kullanacaksınız (18*2=36) veya 12 volt 3 Ah lık (12*3=36) batarya kullanmanız demektir. Bu deurumda mantık olarak motor gücünü arttırmanın bir sınırı yoktur sonuçta bataryayı da istediğiniz kadar büyütebilirsiniz ancak iş pratik kulanıma geldiğinde kullanabileceğiniz ağırlık sınırlıdır. Kimse 3-4 kiloluk bataryayla çalışmak istemez. Kablolu sistemlere artı bir avantajınız kalmaz. Bu nedenle 24 voltluk bataryalı sistem çok nadirdir. En fazla 18 volt 2-3 Ah bataryalı sistem bulabilirsiniz çünkü bu bataryanın ağırlığı ortalama bir insanın tek elle kullanırken manevra kabiliyetini bozmayacak maksimum ağırlıktır. Elbette yüksek c değerli nikel pil yapılabilir ancak ciddi kapasite kaybı yaşanır. 1c 2000mAh pil 2 c olduğunda kapasitesi 1400mAha düşer (rakam yaklaşık orantıdır). Bu durumda aynı çalışma süresi için yine daha fazla pil kullanılması gerekir ki yine size bir avantaj sağlamaz.
Gelgelelim lityum pillerde olay farklı işler. Lityum pillerin adları olmalarına rağmen ICR CGR IMR INR NCR LiPo gibi farklı türleri vardır ve bu türlerden bazıları 2-10 c arası  c değerine sahiptir. Bunun anlamı şudur. 2000mAh lik 3c değerli bir pil sürekli olarak 6000mA akım verebilir. Bu sayede 2000 mAh 12 voltluk bir pil nikel pildeki 12*2=24 watt yerine 12*6= 72 wattlık bir motoru rahatlıkla çalıştırır. Nikel pilde aynı işlem için bataryayı 3 kat büyütmek gerekirdi. 
Bu yüzden lityum pillerde daha küçük bataryalarla daha büyük motorları çalıştırmak mümkündür. Lityum pilin zaten düşük olan ağırlığını da hesaba kattığınızda çok hafif ve güçlü cihazlar yapma şansınız olur.
Burada bir parantez açmakta fayda var. Normalde size şarjlı ürün satmaya kalkanlar bakın bu 18 volt çok güçlüdür. Bu 24 volt daha da güçlüdür gibi sözler söyler. Normalde volt gücü direk göstermez. Ancak önceki paragraflarda anlattığımız üzere nikel pillerde kapasite- güç arasında kolay kolay değişmeyen bir orantı olduğu için volt size kaba bir fikir verir ve 24 voltluk süpürge 18 voltluk süpürgeden güçlüdür çıkarımını yaptığınızda büyük ihtimalle doğru bir çıkarım yapmış olursunuz.
Ancak aynı çıkarımı lityum pilli bir üründe asla yapmayın. İkisi de lityum pilli 2si de 18 voltluk(hatta 2si de 3 Ahlık pili olan 2 ayrı cihazın motor güçleri çok farklı olabilir. İlk makinede c3 batarya kullanılmış ikinci de c5 batarya kullanılmışsa ilk cihazın motor gücü 18*3*3=162 watt ikincisininse 18*3*5=270 watt edecektir. Bu yüzden lityum pilli bir ürün alacağınızda volt kısmını direk referans almayın ve cihazın watt değerini sorun.
Lityum pil bu kadar güzel bir şeyse neden hala nikel pil var? Lityum pilin dezavantajları nelerdir?
Lityum pilin ilk büyük sorunu pahalı olmasıdır. Nikel pile oranla yer yer 3-4 kat daha pahalıdır. Kalite arttıkça fark daha da büyür. İyi kalite nikel pille iyi kalite LiPo veya NCR pil eşdeğer enerji potansiyelinde 10 kata kadar fiyat farkı gösterir.
Diğer yandan lityum pili bulmak nikel pile göre daha zordur. İnternette çok ucuz diyenler lityum pil bölümünü okuyabilir. Bulacağınız piller sadece 0,2-0,5 c değeri arasında olan ICR pillerdir. Motorlu sistemlerde hiçbir işinize yaramaz. Oyuncak LiPo pillerinden uyarlama yaparım diyenleri şarj sisteminin farklı olması sorunu bekler. Lityum pillerin kimyaları ve voltajları farklı olduklarından şarj rejimleri de farklı olur. Bu nedenle CGR pile göre yapılmış cihazınız LiPo pili şarj etmeyebilir. Daha da kötüsü lityum piller güvenilir değildir ve hata kabul etmezler. Hata bildiğiniz pil patlamasına neden olabilir. Ciddi yaralanmalar ve yangınlar çıkarabilirler.
Ayrıca orijinal pilin c değerini bilmiyorsanız ve aldığınız pilin c değeri orjinalden düşükse ısıl kararsızlık sorununuz vardır.: nikel piller 1 c dir ve cmaks değerleri de genelde bu civardadır. Verebileceklerinden fazlasını vermedikleri için zayıf pil taktığınızda en fazla güç kaybı yaşarsınız. Ancak lityum pillerin standart c değerleri yanında çok farklı c maks değerleri olabilir. Örneğin 1Ah olan 2 clik pil sabit olarak 2 a akım verebilir. Ancak aynı pilin bir anlığına verebileceği maksimum akım olan c maks değeri büyük ihtimalle 2 den bir hayli fazladır. Farazi olarak bu c maks değerini 4 kabul edelim. Bu durumda pil bir an için 4 a akımı verebilir. Siz 4 a akım çeken bir motora maks değeri 4a olan pili kazara veya bilmeden takarsanız pil motoru çalıştıracaktır. Hem de bir anlığına değil sürekli. O zaman sorun nedir ve madem 4c akım verebiliyor c değeri neden 2c.
C değeri pilin zorlanmadan verebileceği sabit akımdır. C maks değerini pil verebilir ve sürekli verebilir ama çok zorlanır ve giderek ısınız. Bir süre sonra pilin ısınma hızı soğuma hızını aşar ve pil ısıl kararsızlığa sürüklenir. Sonra aşırı bir genleşme yaşar ve patlar. Daha da kötüsü lityum piller yanıcı içeriklidir ve patlarken birlikte ısınmış içerik havanın oksijeniyle alev alır. Askerde görenler bilir. Fosforlu el bombası gibi suyla sönmeyen ve yanık izi geçmeyen bir bomba elinizde demektir.
Bu nedenle lityum pilli bir cihazın pili bozulduğunda işi çok iyi bilmiyorsanız ciddi riskler alıyorsunuz demektir.
1000 şarj kapasite var ben yılda 2-3 defa kullanıyorum. Bana 20 yıl gider. Ondan sonra da atarım gider. İş öyle değil. Öncelikle lityum pillerin genelinin ömrü 300-600 şarj arasıdır. Ancak asıl sorun bu değildir. Lityum pillerin ömrü zamana daha çok bağlıdır. Hiç kullanmasanız da lityum pilin ömrü kalitesine göre 1-5 yıl arasında biter. Bende lityum pilli bir başka matkap vardı. O cihazı aldığımda bunları bilmiyordum. 2 akülü matkabın 1 aküsünü hiç kullanmadım. Bunları öğrendiğimde matkap 5 yaşındaydı ve kullandığım batarya ölmek üzereydi. Maalesef hiç kullanmadığım pil de yakın durumdaydı. Akü kaliteli olduğundan 5 yıl dayanmıştı. Başka markaya ait lityum 2 yılda bitmişti bende o kadar kullanmadım neden bitti diye düşünüp durmuştum.
Bu durumda lityum piller hafiflik ve yüksek güç nedeniyle avantajlıyken zamana bağlı ömürleri, fiyatları ve sizi yüksek servis ücretlerine muhtaç bıraktıkları için ciddi anlamda sıkıntılıdırlar. Yüksek güçleri nedeniyle nikel veya kurşun akülerle idame edilemezler.
Bu durumda şu çıkarımda bulunabiliriz: matkaplar için: profesyonelseniz ve yaptığınız işten para kazanıyorsanız batarya maliyeti sizin için bir anlamda işletme gideridir ve evet lityum cihaz akıllıcadır. Ancak amatör kullanıcıysanız paranız çok değilse lityum sadece size masraf çıkaracaktır. Para ayırabilirim diyorsanız de walt makita, aeg gibi kalitesini kanıtlamış markaların lityum cihazlarını alın. Kaliteli lityum pil düzgün saklanırsa 5-6 yıl kullanılabilir durumda kalabilir. Siz de 5 yılda bir batarya parası verirsiniz. Ucuz markalarda çoğunlukla yedek parça sorunu olur ve parayla da yedek batarya bulamayabilirsiniz. Ciddi markaların bataryaları da çok pahalı olur. Kısacası amatör kullanıcıysanız istanbul’da residance de oturuyor sayabilirsiniz kendinizi. Kire öder gibi aidat ödersiniz. 5 yılda bir cihaz parasına yakın bir para ödersiniz.  2008de 850 tl olan de walt matkabın nikel pili 300 tlydi. Lityumu henüz sormaya cesaret edemedim.
El süpürgelerinde profesyonel kullanım olayı anlamlı bir kriter değil. Ancak ürün seçimi yaparken lityum pilli süpürgelerin birkaç yıl içinde cihaz bedelinin 1/3-1/2 si kadar batarya bedeli ödemek zorunda kalabileceğinizi düşünerek alın. Eşiniz estetik kaygıları daha az taşıyorsa ve ben bunun uyarlamasını yaparım lityum pili tanırım diyorsanız başka. Ancak uyarlama için alacağınız pillerin de ucuz olmayacağını bilin. Her şey gibi gücün ve pratikliğin de ona göre bedeli var.

Bu arada her tür cihaz için. Tavsiyem zaten kaliteli malzeme alın. Ancak özellikle lityum pilli cihazlarda mutlaka kaliteli malzeme alın. En azından kullanım ömrü ve parça bulma kolaylığı açısından paranızın karşılığını biraz daha fazla alırsınız. Bütçem yok ucuz almak istiyorum diyorsanız nikel veya kurşun akülü alın. En azından ucuz olur ve tamiri mümkün olur.

14 Temmuz 2015 Salı

araba akü ölçümü, akü kontrolü, basit oto elektrik


Piller ve aküler-taşınabilir elektrik.

Araba aküsü ölçümü:

                Ucuz pahalı, büyük küçük tüm araçların teknolojisi ne olursa olsun bağımlı olduğu ve teknolojisi pek değişmeyen yegane parçası aküsüdür. Sizi en çok yolda bırakacak, yedeği olmayan ve olmazsa da olur denemeyecek bileşendir. Tek farla 500-600 kilometre gitmişliğim var. lastik patlasa yedeği var. pek çok benzincide de tamiri yapılıyor. Hatta hazır kitleri var. Ancak aküde bunların hiçbiri yok. Yedek aküsü olan kendimden başka kimseyi görmedim. Lamba veya lastikçiyi dağ başında da bulursunuz ama aküyü bulamayabilirsiniz. Bulsanız da paranız olmayabilir. Hepsi olsa bile aceleyle gitmeniz gerektiğinde akü motoru çalıştıramazsa paranızın bir anlamı yoktur. Ya da uzakta bir tatil köyünde radyo veya lambayı açık unuttuğunuz için arabanız çalışmadığında paranızla rezil olursunuz. Ara kablo çoğu kişide yoktur, olanların çoğu ucuz yan sanayidir ve yeterli akımı taşımaz, hepsi olsa ve araba çalışsa bile ya yine durursam çalışır mı diye içiniz içinizi yer. İterek çalıştırmak veya genel deyimiyle vurdurarak çalıştırmak da artık iyice elektronik olan arabalarda iyi bir şey değildir. Bu nedenle akünüzün durumunu iyi bilmeniz gerekir.

                Arabanızdaki akü starter akü denen başlangıç enerjisini vermek üzere tasarlanmış yüksek c değerli bir aküdür. Genelde karşılaşacağınız 60Ah akülerden kaliteli olan son kuşak aküler 10 c yani 600 ampere kadar elektrik verebilir. Bunu kısa süre verebilir ama yine de yapabilir. Bunun bedeli olarak bu akülerin plakaları çok çok incedir ve kolay zarar görür. Genelde %70den fazla boşalma istenmez. Bu nedenle araba çalışmazken yüksek güçlü cihazları çalıştırmayın. Akü %10 enerji bile kalsa arabanızı yaz aylarında çalıştırabilir (aracın yaşı ve başka dertleri olup olmaması da önemlidir) ancak o kadar boşalmış bir akü kısa zamanda ölür. Arabaya set döşeyenler aküsüz kalmayı iyi bilirler. Çoğunun yedek aküsü ve ara kablosu vardır. Ancak en kaliteli akülerinin bile 3-5 ay gibi kısa sürelerde bittiğini görür ve anlam veremezler.  Starter aküler çok fazla derin deşarja uğrarsa ömrünü kısa zamanda kaybeder. Hatta boşalan bir akünün bir daha adam olmayacağı yaygın bir kanıdır ve doğrudur.

                Akünüzü pillerin kapasite ölçümü metodu ile ölçebilirsiniz ancak bunun için akünüzü sökmeniz gerektiğinden pratik değildir hatta aracın aküsü sökülünce beyninde sorun çıkabileceği radyosu kilitleneceği için çoğu zaman yapılmaması gereken bir şeydir.

                Bu nedenle yük altında voltaj kavramı ile ölçüm yapmak hem pratiktir hem de çok az yanılma payıyla sonuç verir.

Yeni aldığınız akü %100 dolu değildir. Bu nedenle boşta veya hafif yükte 13 volt civarı bir gerilime sahiptir.  Şarj edilmiş ve yeni şarjdan çekilmiş bir aküde 14-14.4 volt görebilirsiniz ancak bu uzun süre devam etmez. Akülerin gerçek voltajı 13,6 volttur. Boşta veya hafif yükte bu değeri okuyorsanız hiç korkmayın. Ancak özellikle küçük şehirlerde çok sık çalıştırmak akünün şarj düzeyini düşürür. Bir de artık aracın üzerindeki elektrik ve sensör yükü çok fazla olduğundan araba çalışmazken 13-13.5 volta arası bir değer okuyorsanız aracınızın aküsü iyi durumdadır. Ayrıca marş anında akünüzün voltajı 12 voltun altına inmiyorsa akünün iyi durumundan emin olabilirsiniz.

Yukarıda ölçüm kolaydır. Aracınızı çalıştırmadan önce akünün dc voltajını ölçersiniz. Ardından voltmetreniz aküye bağlıyken ekranı okuyabiliyorsanız siz, değilse birinden rica edin ve marş çalıştırsın. Marş anındaki voltajı okuyun.

Boşta voltaj 12ye yaklaştıkça akünüz yaşlanıyor demektir. Alkalin pillerin ve nikel pillerin aksine kurşun akülerde voltaj ve doluluk doğru orantılıdır. Boşta veya hafif yükte 12 volt veren bir akü %40-50 kapasite arasındadır anlamına gelir. Akü kapasitesinin en az yarısını kaybetmiş demektir.

Tam olarak hangi değerde aracınızın aküsünü değiştirin demek zordur. Çünkü marş araçtan araca değişebilir. Küçük hacimli benzinli motorlarda (örn 1300 cc benzinli motor) 10 voltluk akü bile marş verebilir hatta yaz aylarında 9 voltluk akü bile zorlansa da marş verebilir. Ancak marş anında akünün voltajı 10 voltun altına iniyorsa risk altındasınız demektir ve önünüz kışsa yeni bir akü alın veya değiştirmeyi biliyorsanız yedek akü alın.

Dizel araçlarda marş daha zor olduğundan akü marş anında daha fazla zorlanır unutmayın. Lpgli araçlar için de bu geçerlidir.

Bu durumda sadece akünün boştaki voltajı değil marş anında verdiği voltajla birlikte karar verirseniz çok doğru ve isabetli tahminler yapabilirsiniz.

Boştaki voltaj 13-13.5 arası, marş anında 12 ve üzeri: Çok iyi korkmayın. Aküyü siz boşaltmazsanız o sizi yolda bırakmaz.

Boştaki voltaj 12,5-13 arası, marş anında 11-12 arası: iyi durumda korkmayın ancak tam kapasite kullanmayın artık akünüzde rezerv güç bırakın. Ortalama %30 kayıp demektir.

Boştaki voltaj 12-12,5 arası, marş anında 10-11 arası: o artık hasta ve yaşlı bir akü zorlamayın. İç Anadolu hariç kışınızı çıkarır ancak arada şarja takın veya birkaç saatlik geziler yapın. Motor çalışmazken uzun süre elektrik tüketmeyin ve 1-2 haftadan uzun çalışmadan bırakmayın. Boşalma hızı daha fazladır.

Boştaki voltaj 12 den az, marş anında 10 dan az: durum iyi değil. Artık risk altındasınız. 10 derecenin altında veya 3-4 günlük beklemelerde bile akünüz ölebilir. İmkanınız varsa sık sık şarja bağlayın. Motor çalışmazken risk almayın ve elektrik tüketmeyin. Küçük araçlarda belki ancak büyük araçlarda (1500 ve üzeri) şimdiden değiştirirseniz iyi olur.

Boştaki voltaj 11 den az, marş anında 9dan az: hala yolda kalmadıysanız her gün en az 1 saat aracınız çalışıyor ve çok küçük bir motoru var demektir. Yine de ateşle oynuyorsunuz.
 

 





Eğer boştaki voltaj ile marş anındaki voltaj ölçümünüz farklı değerlere denk geliyorsa marş anındaki voltajı esas alın ama eğer marş voltajı bir üst kademeye denk geliyorsa o grupta uzun kalmayacağını da bilin. Akünüz kaliteli olduğundan yüksek akım vermekte zorlanmıyordur ancak ömrü azalmıştır. Tersi durum varsa akünüzün iç plakaları sülfatlanmıştır çok dayanmaz. Daha sık ölçüm yapın. Eğer uzun zaman boştaki voltaj düşükse ve marş anında voltaj azalmıyorsa arabanızda kaçak olabilir. Kaçak kontrolü yapın. Nasıl yapıldığı aşağıda anlatılıyor.

 

 

 

Arabanın sigorta veya aküsünden hat alıp küçük 10-20 tl ye satılan tek ekranlı voltölçerlerden takabilirsiniz. Oynatmak istemiyorsanız çakmaklığa takabilir veya bunun için yapılmış voltmetrelerden kullanabilirsiniz. Tavsiyem yapın. Çünkü sürekli volt değerini okuyabilirseniz akü haricindeki sıkıntılarınızdan da erkenden haberdar olabilirsiniz. Örneğin alternatörünüz veya şarj konjektörünüz sorunluysa motor çalışırken okumanız gereken 14.4 volt değerini okuyamayabilirsiniz. Akünüz çok zayıf veya boşalmışsa bu değer 13.5 volta kadar düşer. Ancak motor çalıştıktan sonra arabada dönen voltajın 14 volta yaklaşması gereklidir.

Ayrıca aracınızın ürettiğinden fazla elektrik tüketiyorsanız bu voltaj daha düşük olur. Veya alternatörünüz eskidiyse 14 okuduğunuz değer farları yakınca 13.8-13.9 volta düşer. Başka şeyler kullanıldıkça daha da düşer. Konjektörünüz ölmek üzereyse motor çalışırken aldığınız voltaj sürekli değişir. Bazen şarjı kontrol eden parça bozulur ve bir süre 15-16 volt gibi değerler verdikten sonra alternatörden gelen kontrolsüz akımı direk aküye verir ve akünüzü kaynatır veya patlatır. Fazlalaşan voltaj sizi haftalar öncesinden uyaracaktır.

Eğer aracınıza böyle birşey almak istemiyorsanız veya alamıyorsanız gidin ucuz da olsa bir voltmetre alın ve ara ara akünüzü boşta, marş anında ve motor çalışırken ölçün. İyi kötü bir fikriniz olur.

Oto elektrikçiler şöntlü metre kullanır. Bu nedenle standart voltmetrelerin işinizi görmeyeceğini düşünebilirsiniz ancak şönt daha çok amper ölçümünde faydalıdır. Volt ölçümünde size bir avantaj veya dezavantaj sağlamaz. Zaten oto elektrikçisi değilsiniz ve ihtiyacınız kısıtlı.

Tavsiyeler:

Arada bir voltaj testi yapın. Özellikle elektronik arabalarda basit bir elektrik arızası size çok pahalıya mal olabilir. Elektrik arızalarını anlamak kolaydır ve nadiren hemen sorun yaratırlar. Belirli aralıklarla test yaparsanız sorunları başlamadan tespit edersiniz.

Arabada yedek akü bulundurmak kötü bir fikir değildir ancak tamamen yeni ve ambalajında aldığınız aküyü 2 yıl hiç bakımsız saklamanız mümkün. Ancak 2-3 marştan sonra şarja bağlamanız gerekir. Ve bir kere şarj edilen akünün belirli aralıklarla sarj edilmesi gereklidir. Bunu unutmayın. Elinizden geliyorsa siz veya bir oto elektrikçisi araç çalıştıktan sonra şarj verecek bir kablo sistemi yaparsa iyi olur. Uzun yıllar yedek akünüz size hizmet eder. Yedek aküleri çok küçük almayın. Unutmayın onları zor zamanlar için alıyorsunuz. Zor zamanının kışın ayazın altında başınıza gelirse 72 Ah kullanan bir aracı 45 Ah lık akü çalıştırmayabilir. Emekleriniz boşa gider.

Arabaya ikinci bir akü bağlamak kolaydır. Birinci aküye paralel bağlamanız gerektiğini söyleyeyim. Seri bağlarsanız voltaj 2 katına çıkacağından tüm elektrik aksamını yakarsınız. İkinci unsur iki akünüzde aynı yaşta ve eskilikte olmalıdır. Bir eski bir yeni aküyü bağlarsanız eski olan daima yeni olan için direnç gibi davranacağından marş ve şarjda size bir fayda sağlamaz. Ayrıca eski akü motor çalışmazken yeni aküden sürekli akım çeker. Lityum piller gibi patlama sorunu olmaz ancak bekleme süreniz beklenenin aksine azalır. Üçüncü konu iki akü bağladığınızda amper saat-Ah kapasiteniz artar ancak şarj devrenizin kapasitesi aynı kalacağından şarj işleminiz uzar. Aracın alternatörü zorlanır diyen çıkabilir ancak alternatör kapasitesi kadar akım verir. Ötesine karışmaz. Paralel bağlamada da direnç artışı ihmal edilecek düzeyde kalacağından alternatöre binecek ekstra bir yük olmaz. Ancak 1 saatte araç akünüz tam doluyorsa süre 2 katını aşacaktır. 2-2.5 kat arası bir süreye uzar. Son olarak sonradan bağlanan akünün bağlantı kablolarını orijinal akünün çıkış kablolarından daha kalın tutun. Elektrikçiniz büyük ihtimalle gerek yok diyecektir ancak gerek var. Herşeyden önce hesaplanmamış bir bağlantı yapıyorsunuz. Ayrıca iki aküyü yan yana koyabileceğiniz imkan sınırlı olacağından ikinci akü büyük ihtimalle kel alaka bir yere konacak. Mesafe artacak. Aşırı değerlerin dolaştığı bir sistemde mesafe büyük önem taşır.  Tavsiyem oto buzdolabı gibi bir faktör yoksa paralele akü bağlamayın. Ciddi işçilik ister ve hata olasılığı yüksektir. Yedek akü bulundurup 1 saatten uzun seyahatlerde çakmak gözünden şarj etmek daha makul, sorunsuz ve ucuz bir yoldur.

Acil durum yedek marş sistemleri diye şeyler satılır. Bunların geneli bir işe yaramaz. Eğer almak istiyorsanız denemeden almayın veya hemen deneyin. İlk marşta zorlanıyorsa bırakın veya iade edin. Size alet yeni şarjı az gönderirler diyebilirler ilgisi yoktur. o cihazların içinde UPS aküsü benzeri bir akü vardır ve o aküler asla sizin ihtiyacınız olan akımı sağlamaz. O aletler bir kapasitörde güç biriktirip tek seferde vermek üzere tasarlanırlar. Marş motorunu 2-3 sefer ancak döndürebilirler. Eğer ilk başta zorlanıyorsa biraz daha soğukta yeterli dönmeyi sağlamayacak demektir. Ayrıca ucuz olsun diye zayıf veya hızlı boşalan bir kapasitör kullanmışlarsa işinize yaramaz. Çok iyi elektronik ve oto elektrikten anlıyorum diyorsanız açın içini bakın ancak büyük ihtimalle bir şey anlamayacaksınız. Deneyin. Hatta imkanınız varsa soğukta deneyin. O alete kışın ortasında yarı şarjda ihtiyaç duymayacağınızın bir garantisi yok. Eski arabalarda vitese takılıyken o aletten marş alın derdim ancak elektronik arabalarda beyine zarar verebileceğinizden tavsiye etmem. Bu arada o aletlerin de arada bir şarj edilmeleri gerektiğini unutmayın. 1-2 yılda bir de akülerini denemeniz gerektiğini. Büyük ihtimalle ölmüş olurlar.

Akünüzün üzerindeki renk gösteren göz bir kimyasal göstergedir. Akünün asit düzeyine göre renk alır. Genelde yeterli bir göstergedir ancak sadece 1 gözü gösterir. Diğer gözlerde sorun olabilir.  Bu yüzden yeşil renge rağmen arada akünüzü test edin.

UPS aküsü, tekerlekli sandalye aküsü, elektrikli bisiklet aküsü büyük ihtimalle marş sağlamayacaktır uğraşmayın. Aküye zarar verebilirsiniz.

Yanınızda mutlaka akü ara kablosu bulundurun. Ancak piyasa ucuz pahalı fark etmez bir işe yaramayacak malzemeyle dolu. Bunu anlamak da son kullanıcı için bir hayli zor.  400 amper kapasite veren ve parmak kalınlığında kablonun içinden sadece televizyon fişi kadar tel çıktığını bilirim. Sırf plastikten yapılmış. Haliyle işe yaramadı. Şarj bile edemedi.

Kablonun iki ucundaki bağlantı klipslerinden birinin tutacak kısmını çıkarın. Zor bir şey değil. Geneli tutacaktaki plastiği çekince çıkar. Kablo kalınlığına bakın. En az işaret parmağınızın yarısı kadar olmalı. Ölçebiliyorsanız ölçün. 12 mm küçük araçlar için idealdir. 2000 cc ye kadar genelde yeter. Eziyet ama maalesef en iyi markalarda veya marketlerde bile çok kötü malzeme satılabilir.

İmkanınız varsa ticari araçlara hizmet edilen yerlerden alın. Bazı elektrikçiler müşterileri için kendileri yapar. Hazır varsa alın. Hazır olmayana anlamıyorsanız güvenmeyin. Eğer hiç anlamıyorsanız ve imkanınız sınırlıysa piyasadan ortalama bir ürün alın ve deneyin. Akü kutup başının + olanını çıkarıp deneyebilirsiniz. Radyomun kodu gider diyorsanız dağ başında zar zor destek aküsü bulmuşken kablo yetecek mi diye düşünmeyi severim macera olur diyorsanız bir şey diyemem. 

Hiç imkanınız olmadı ve alelade bir şeyi alıp denediniz. O da işe yaramadı. Size destek veren araç çalışırken o kabloyu bağlı tutarak biraz akünüzü şarj edin. Yardım eden kişi homurdanacaktır ama ne yapalım. Voltmetreniz varsa işleme başlamadan akünüzü ölçün. Bir de şarj sırasında 10 volt civarında bir marş deneyin. Yaz aylarında veya küçük motorlarda yetebilir. Ondan sonra bir daha medeniyete erişmeden motoru kapatmayın. Bazı durumlarda aracın beyni biraz salaklaşır ve rölantiyi ayarlayamayabilir. Ayağınızı gazdan çekince motor susabilir. Dikkat edin.

Kendi ara kablonuzu yapmak isterseniz işiniz basit. 2 kırmızı 2 siyah metal maşa alın. Her zaman piyasada satılanlar kadar büyük almanıza gerek yok. Yarısı büyüklük bile işinizi görür. 2000 cc ye kadar genelde 12 mm2 çapında kablo yeter. Ben yine de en az 16 derim. Kendime 24 mm2 yaptım.

Bu çapta kabloyu ya bulamazsınız ya da çok pahalı olur. Bulacağınız kablo da eve tesisatı için olacağından bükülmez, katlanmaz, zulüm olur. Oto elektrikçiden alacağınız kablo da çok pahalı olacaktır.

Bunun yerine çok telli 4 mmlik kablodan kullanın. Hemen her elektrikçide bulabilirsiniz. 3*4=12 4*4=16 gibi çok değişik varyasyona uyan ve kolay bulunan bir kesit olduğundan 4 mm2yi tavsiye ettim. Bulamadım 2.5 mm2den yapacağım 12 değil 12,5 olsun derseniz o da olur. Sadece kesit daraldıkça daha çok kablo kullanırsınız. Son kablonuz fazla kalın ve ağır olur o kadar. Kullanımı engellemez. Saklaması zorlaşır.

2 metre uzunluk genelde yeterlidir. İsterseniz 2.5 metre yapabilirisiniz zararı olmaz ama uzunluğu arttıracaksanız kesiti büyük tutmakta fayda var. ara kablo nadiren kullanılır ama uzun yıllar hizmet eder. Bugün küçük bir arabanız olabilir ama yarın büyüğü olmayacağının garantisi yoktur.

Hesabın kolay olması için ben kendi adıma her kablo için uzunluğu 2.5 metreden hesapladım. Yani 12 mmlik kablo yapacaksanız 3 + için 3 – için toplam 6 kanal*2,5 metre= 15 metre kablo üzerinden hesapladım. Normalde 2 metre için 2,25 metre yeterli olur ama hesap fazla buçuklu çıktığı için yuvarladım. 16mm2 için hesaplayalım: 4+,4- kutup için toplam 8 adet*2,5 metre=20 metre kablo.

Kabloyu 2.5 metrelik parçalar halinde kesin. Sonra her bir kablonun 2 ucunda da 10-15 santimlik kısmı soyun. Maşanız büyükse 15 santim. Küçükse 10 santim ortaysa 12.5 santim :P. 10-15 santim arası yeter.

Ardından bu kabloları 4er 4er bir araya getirin. Her 4 kablonun herhangi bir başındaki uçları biraraya getirin ve sarın. Aynı şeyi kabloların diğer uçları için yapın. Elinizde iki ucu ayrı ayrı kablolara sarılı yan yana duran 4er adet kablodan oluşan 2 tane küme kalması gerek. Yani hepsinin üst ucu birbirine sarılı 4 kabloluk bir küme ve aynından bir tane daha.

Kablo kümelerinin bir tanesinin iki ucuna da kırmızı, diğerinin iki ucuna da siyah maşaları bağlayın. Sarabildiğiniz kadar çok sarın ve sıkıştırın. İmkanınız varda kablo-maşa bağlantısını lehimleyin veya lehimletin. Lehim akım kaybını aza indireceği gibi paslanma ve diğer kirlerin bağlantıyı bozmasını da önler.

Ardından maşalarınızınkablo bağlantılarını bantla tamamen ve en az 2 kat kapatın. Makaronunuz varsa makaron kullanın. Metal kısımlardan en az 1 cm fazlasını örtecek şekilde bağlantı alanını kapatın. İşiniz bittiğinde maşa uçları hariç metal görülmemeli. Kablonuz hazır.
Arabanızı ara kablo ile çalıştıracaksanız kullanma kılavuzunu okuyun. bazı araçların özel koşulları olabilir.

Son bir tavsiye bir akü şarj cihazı edinin. Akünüz eskidikçe ara ara şarja takmak ona iyi gelecektir. Bazı şarj aletleri çok küçük ve tam elektronik. Değişik akü türlerini de tanıyor. Kat ve bulunduğunuz muhit uygunsa uzun bir ara kablo ile arabanıza priz çekip aküyü sökmeden şarj edebilirisiniz. Şarj aletlerinin çıkışı çok kalın olur ama şebeke girişlerinin o kadar kalın olmasına gerek yok. 20 metrede 0,75lik kablo yeter. En azından benimki öyle. O imkanınız yoksa arada bir akünüzü evde şarj edersiniz. elektrikçiler bugün 1 şarja mahallesine göre 25-30 tl alıyor. 100 tl lik bir şey alsanız da 3 seferde kara geçersiniz. Profesyonel olmasına gerek yok. Şarj çıkış akımı yüksek olsun yeter. 12-24 imkanı olursa da iyi olur ama ticari kullanıcı değilseniz 24 voltluk akü kullanmanız pek mümkün değil.
Led sürücüleri ile akü şarj edilebilir ancak verimlki bir yol değildir. Genelde bakım şarjı yerine bitmiş aküyü biraz doldurup marş verecek duruma getirir. En iyi ihtimalle %80 doldurursunuz ancak akünün ömrünü kısaltır.
UPS, ışıldak aküsü gibi şeyler kullanmayın. Ya güçleri yetmez ya da doldurmak bazen haftalar alır. Eskiden bakır sargılı trafoya köprü diyot bağlayarak şarj ederdim ancak gerçek bir şarj aleti olmaktan çok led sürücü gibi zorda kalınca aküyü marş verecek kadar doldurmaktan ibaretti.

 

 

 

İnternette yüksek c değerli lipo bataryalarla araba çalıştırma videoları var. geneli de doğrudur. profesyonel kumandalı helikopter için olan 50 c ve üzeri lipo bataryalar araba çalıştırabilir ancak bu piller güvenilmezdir ve marş anında beklenenden fazla veya uzun akım çekilirse patlayabilir. Daha da kötüsü arabada yazın aşırı sıcakta da patlayabilir. Böyle patlamaların da videoları mevcut. Arabanızda bulundurmanızı tavsiye etmem. Lipo piller büyük blast etkisine sahip değildir bu nedenle içi bez veya köpükle kaplı dışı sağlam ve asla yanmaz ve hava geçirmez kutuda saklayacağım derseniz siz bilirsiniz.
 

 

Arabada kaçak ölçümü:

Aracınız eskidikçe elektrik sisteminde yaşanacak paslanmalar, sonradan yapılan eklerde ustalarımızın özensiz çalışmaları gibi sebepler yüzünden zamanla arabanızda elektrik kaçağı oluşabilir. Genelde bunu farketmek zordur. Ancak akünüz zamansız bitiyorsa veya üst üste yeni aküleriniz hızla ölüyorsa, şarj kaybediyorsa kaçak sorununuz vardır. bazen motor kapalıyken gösterge panelinde veya başka yerlerde garip ve anlamsız ışıklar yanar. O zamanda şüphelenin ve akünüzü yakın takibe alın. Normalde akünüzü periyodik olarak test ediyorsanız zaten normal davranışını bilirsiniz. Birkaç gün üst üste boşta test ettiğinizde gereğinden düşük voltaj okuyorsanız sorun vardır. Arabanız çalışır halde voltajı ölçerek şarj sistemini kontrol edin. İlk başta okuyacağınız değer yanıltıcı olabileceğinden yarım saat kadar voltajı okumanızı tavsiye ederim.

Bir diğer kaçak testi de voltmetre ile yapılır. Arabanız için aldığınız bir voltmetrenin veya normal voltmetrenizin yedek kablolarının dış ölçüm uçlarını kesip akü kutup başını tutacak büyüklükte bir maşa ile değiştirin.

Voltmetreniz en ucuz modellerde bile olan DC10 A ölçüm modülündeyken ve arabanızın motoru suskunken (sakın çalışırken yapmayın) arabanın + kutbunu sökün ve voltmetrenin + ucunu akünün + ucuna; voltmetrenin – ucunu araba kablosuna bağlayın. Akım kaybolmasın istiyorsanız önce kablo bağlantısını yapın, sonra aküden kutup başını çıkarmadan voltmetrenin + ucunu aküye bağlayın ve kutbu öyle ayırın.

Arabalarda özel bir bağlantı yoksa boşta 50 miliamper civarı yük çekmesi gerekir. Alarm, radyo stand by, immobilizer, di,ğer beyin faaliyetleri yaklaşık bu kadar tüketir. Bazı elektronik arabalarda bu rakam 100 miliampere kadar çıkar ancak daha fazlası pek istenmez.

Eğer siz 1-3 amper arası bir değer okuyorsanız büyük ihtimalle iç lambalar açıktır. Kapıları kapatın. Bazen lambalar sönse de o lambaları kontrol eden beyinler 1-30 dakika arası bir süre çalışır durumda kalır. Ayrıca pek çok elektronik arabada araç park konumuna geçtikten sonra elektronik beyin sistem diyagnozu ve kayıt yapar. Bu nedenle yarım saate kadar 400-500 miliamper güç tüketimi görebilirsiniz. Ancak bağlantıdan en fazla yarım saat sonra bile hala yüksek akım görüyorsanız bir sıkıntınız vardır. bazı araçların sistemlerini kapatıp uykuya geçmesi daha kısa veya daha uzun olabilir. Bunu öğrenmek için kılavuzu okuyun. Ayrıca kılavuzda aracınızın negatif şase mi pozitif şase mi yoksa izole sistem mi olduğunu da okuyun.

Kaçak olduğundan eminseniz kaçağın yerini bulmak için en önce sonradan takılan kısımlara bakın. Sıyrılmış kablo, bantı çıkmış bağlantı var mı kontrol edin. Usta milleti sağolsun banttan tasarruf etmeyi sever. Tek sarım yapan elektrikçi arkadaşım vardı. Kendi bantımı götürdüğümde bile alışkanlığından vazgeçmezdi. Tek lafı bu da yeter olurdu. Bu nedenle elektrikçilerden çıkınca genelde kendimde fazladan 2 kat bant sararım. Bazen ilk ekleme yapılırken bant adi veya az sarılmıştır ve sıyrılır bir yerlere temas eder. Bazen de zamanla sıcağın etkisiyle yapışma özelliğini kaybeder ve yerinden çıkar. Sigorta bağlantıları da çok sorun çıkaran yerlerdendir. Nedense özel sigorta yuvaları kullanılmaz ve pirinç pabuç kullanılır. O da ya paslanır ya da gevşer ve gerek olmayan yerlere sürter.

Genelde yapılan ekler direk akü kutup başından alınır. Akü kutup başındaki sonradan yapılan ekleri teker teker sökerek denerseniz daha iyi sonuç alırsınız.

Ek tesisatta sorun yoksa iç sigorta kutusunun başına geçin ve akü ampermetreye bağlıyken tek tek sigortaları söküp takarak bakın. Sigortayı sökün, değeri okuyun ve geri takın. Tamamını söker seniz geri takmanız çok zor olur. Eğer iç sistemde sorun varsa servis türü bir yere gitmekte fayda var. 

Hiç birşey bulamadıysanız önünüzde 3 ihtimal vardır: 1- marş motorunuzun kömürleri bitmek üzere çok fazla sürtünme yaşıyor, bu nedenle aşırı akım kullanıyor ve sizin arabayı kullandığınız sürede akü doldurulamıyor. 2- şarj sisteminiz sorunlu volt verse bile amper veremiyor. 3- aslında kaçak var ama bulunamadı. Son maddede işiniz şansa kalır. Sık atan sigorta gibi normal dışı faktörleri gözlemekte fayda var.

Son çare arabanızın kutup başına çok güçlü bir anahtar takın ve arabanızı kullanmadığınızda bu anahtarı kapatın.

Şase kutbu:

Arabalarda doğru akım kullanılır ve doğru akım 2 kutupludur. Arabalar nispeten alan sorunu olan yerler olduğundan üreticiler genelde kutbun birini kasaya verir ve sadece 1 kutup için kablo çeker. Bizde elektriği şaseye verme deyimi buradan gelir. Araçların geneli – kutbu kasaya verir. Bu nedenle araçtan ölçüm alacağınızda veya devreyi kesmek istediğinizde + kutbu izole edin veya anahtar bağlayın. – yi ayırırsanız kasanın herhangi bir yerinden sistem elektrik alabilir. Nadiren tersi olur ve araçta pozitif şase olur. Bu genelde seri üretimi olmayan araçlarda, bazı özel amaçlı araçlarda ve nedense bazı Uzakdoğu araçların bazı modellerinde görülür. Aslında elektron akışı – den +ya doğru olduğundan pozitif kutbun kasaya verilip – kutbun kontrolü daha iyidir ama nedense negatif şase neredeyse piyasanın hakimidir.

Bazı eski arabalarda, özel amaçlı taşıtlarda (radar arabası, füze rampası, seyyar telsiz röle istasyonu araçlarında…vb) ve bazı ultra lüks arabalarda tam izole sistem kullanılır ve her iki kutup için de ayrı kablo çekilir. En güvenlisidir ancak pahalıdır ve tesisat tamiratları genelde daha zordur. Bu nedenle bu araçlar modüler yapılır. Tesisat uçaklardaki gibi parça parçadır.

Aracınızın ne tip şase olduğunu anlamak için yine voltmetrenizi alın. DC volt ölçümüne getirin. En sık bulunan negatif şase olduğundan voltmetrenin + ucunu akünün + ucuna; voltmetrenin – ucunu arabanın metal herhangi bir yerine temas ettirin. Değişken de olsa bir voltaj okuyorsanız negatif şasedir.

Herhangi bir okuma alamıyorsanız veya elektronik voltmetre eksi bir değer gösteriyorsa ya kutuplarınız yanlıştır ya da aracınız pozitif şasedir. Voltmetre kutuplarını kontrol ettiğinizde hala aynı okumayı alıyorsanız olayı tersten yapın. Voltmetrenin – ucu aküye + ucu kasaya. Volt okuyabiliyorsanız aracınız pozitif.

Ancak aldığınız voltaj sürekli değişkense veya yine eksi değer okunuyorsa voltmetreniz arızalı olabilir veya arabanızda kaçak vardır. Başka bir voltmetreyle deneyin hala sonuç net değilse servise sorun. Negatif şase sorun değildir. Herkes tanır ve genel kullanılan sistemdir. İzole sistem de sorun değildir en fazla düzenek çalışmaz. Ancak pozitif şaseyi bilmeyen biri montaj yaparsa ve negatif şaseye göre düzenek kurarsa en iyi ihtimalle takılacak şeyi bozar. En kötü ihtimalle aracınızda yangın çıkar. Aracınız pozitif şaseyse mutlaka gittiğiniz yerde tamircinize söyleyin. Denemelerinizi kasada boyasız yerlerde veya cıvatalarda yapmanız sağlıklı okuma almanız açısından iyi olur. Bazen boyalar üzerlerindeki kir nedeniyle yalıtkan olabilir. Benzer şekilde motor bloğunda yağ kalıntıları izolasyon yapabilir ve okuma almanıza engel olabilir.





Arabaya ampermetre takmak:


Arabaya ampermetre neden takılır?

 Marş akımını ölçmek. Pek işinize yaramaz. Zaten çok büyük akımlar söz konusu olduğu için tehlikelidir de. Bir faydası da yoktur. sizi ilgilendiren aküde kalandır ve marş akımı size bunun hakkında fikir vermez. Marş voltajı size çok doğru bir fikir verir.

Akü şarj akımını ölçmek. Olabilir. Hatta iyi de olur. Ancak küçük bir sorun vardır. araba marş anında ters yönde çok yüksek akım verir. Sonra akü dolmaya başlar. Marş anında sistemi devre dışı bırakabilecek bir yol biliyorsanız ne ala. Yoksa büyük ihtimalle kısa zamanda ampermetrenizi yakarsınız. Çalışır haldeki voltaj yine size iyi bir fikir verecektir ve risksizdir.

Akü doluluğunu ölçmek. Akü doluluğu ampermetreyle ölçülmez. Ampermetre sistemde dolaşan akımı ölçer. Aküde saklı kalanı değil. -30/+30,-50/+50,-60/+60 gibi skalaları olan ampermetreler var. dediklerine göre akü doluluk seviyesini ölçüyormuş. Eski arabalarda özellikle anadolda çok kullanılırdı. Büyük ihtimalle doğru ancak terkedilmesinin de bir nedeni olmalı. Piyasada bulunabilen şeyler ancak ben kullanmadım ne nasıl bağlandığını biliyorum ne de işe yarayıp yaramadığını. En son 1988 deki bir ehliyet kitabında adı geçiyordu. İnternette de bilgi yok. Paranız ve zamanınız varsa alıp bir deneyin.

Sistemdeki akımı ölçerek motor kapalıyken aküden çıkışı görmek; motor çalışırken sistemde harcadığım elektriği görmek. Hem anormallikleri tespit edebilirim hem de fazla elektrik kullanıyorsam akünün selameti için azaltabilirim. Evet makul bir gerekçe. Ben de bunu düşünüyorum ve yapmak istiyorum. Önünüzde bazı sorunlar var. Birincisi voltmetre gibi herhangi bir + ve – bulup bağlama şansınız yok. Ampermetre devreye seri bağlanır. Ayrıca isterseniz 500 000 volt geçirin eğer voltmetreniz buna göre yapılmışsa hiç sorun yaşamazsınız. Ancak ampermetrede cihaz direk sistemin içinde olacağından standart ampermetre kullanmanız zor. Şöntlü (shunt/şant) ampermetre kullanmanız gerek. İnternette bolca mevcut. Ancak ucuz değiller. Devre şanta bağlanır ve şantın üzerindeki manyetik alanla cihaz ölçüm yapar. Hem küçücük devreden yüksek akım geçmez hem de ölçüm yeri ile gösterge farklı yerlerde olabilir. Öbür türlü akü çıkışı kalınlığındaki kabloları arabanın içine kadar çekmeniz gerekecekti ki tavsiye etmem. Marş anında kaçak olursa kömür olursunuz. Mecaz anlamda da değil.

Akım kapasitesini yüksek tutun. Parayı verin 100-200 amper kapasiteli alın. Bazı araçlarda marş sigortası diğer sistemlerle beraber çalışır. Boşa cihazınızı yakmayın.

Ampermetreyi akü girişine takarsanız doğru sonuç alamazsınız. Motor çalışırken elektriğin çoğunu alternatör sağlar. Alternatör çıkışına taktığınızda da benzeri şekilde motor kapalıyken yük aküdedir. O zaman mantıklı olan aracın sigorta girişine takmaktır. Doğru mu bilmiyorum denemedim. Deneyecek bütçeyi ayıramadım. Deneyen olursa onun adına buradan paylaşımını yaparız.

Kaçak haricinde bu şekilde bir ampermetre bağlı olursa aracınızın alternatörünün kömürleri bitmeye yaklaştığında veya başka bir derdi olursa akım değeri çok fazla dalgalanır ve siz bunu görebilirsiniz. Normalde akü şarj lambası yanar ancak alternatör tamamen tükenmeden o lamba yanmaz. Üstelik yandığında kayış mı koptu alternatör mü sorun yarattı bilemezsiniz. Bu sayede başınıza ne geldiğini daha iyi bilirsiniz.

Alternatörünüz bozulursa akü tekrar devreye girerek elektrik ihtiyacınızı karşılamaya çalışır. İlk işiniz gereksiz elektrik tüketen cihazları kapatın. Radyo, ısıtıcı, kalorifer gibi şeyleri hemen kapatın. Benzinli araçlarda benzin silindirin içinde elektrik akımı ile patlatılır. 12 voltluk elektrik bobinler vasıtasıyla birkaç bir volta çıkarılır ve silindirin içinde bu elektrik akımı benzin buharı ile karşılaşarak patlamayı sağlar. Bu nedenle benzinli araçların elektriğe bağımlılığı ve elektrik tüketimi çok daha fazladır. Kesin bir şey söylemem zor ancak tam dolu bir akü iyi ihtimalle bir benzinli aracı 1 saat bile götürmeyebilir. Ayrıca benzini depodan motora ve motorda hava ile karıştırıp silindire pompalayan 2 tane elektrikli motor daha vardır. yağ pompası, soğutma fanı gibi başka elektrik sistemleri de mevcuttur. Bu nedenle benzinli bir araçta akü lambanız yanarsa kumar oynamayın ve ilk medeniyete gidin.

Dizel araçlarda yakıtın patlaması elektrikten bağımsızdır. Bu nedenle elektrik bağımlılığı ve tüketimi daha azdır. Ancak yakıt pompası, enjeksiyon pompası veya common rail püskürtme sistemi, fan ve yağ pompası hala elektriklidir. Bu nedenle çok eski bir dizel aracınız yoksa hala elektrik sizin içinde önemlidir. Ancak benzinli araçtan 2-3 kat daha uzun dayanır. Voltmetreniz varsa menzilinizi tahmin etmeniz kolay olur. Her iki araçta da yaklaşık sınırınız 9 volttur. Akü 9 voltun altına düşerse çoğu aracın elektronik sistemi evreleri kapatır. Bu arada bazı araçlarda direksiyon sistemi de elektriklidir bilginiz olsun. Bu nedenle akü lambanız yanarsa ilk işiniz medeniyete ulaşmak olsun. Asla kumar oynamayın. Zamanında gençliğin korkusuzluğu üzerimdeyken ve bunları çok iyi bilmezken 89 ford taunusla 1 saat akü lambası yanar halde gitmiştim. Ama o taunustu. Başka araçla asla bir daha kumar oynamam. Siz de aklınızı kullanın.
 


 küçük ve ucuz dijital voltmetre.

daha asortik bir tür

ek yapmak istemiyorsanız kullanabilirsiniz
 

ikisini kullanarak kendiniz de yapabilirsiniz. soketin uç kısmı +dır

 bulurszanız bu da bir ihtimal

her yerde ucuza bulabileceğiniz voltmetre ampermetre. multimetre olarak da geçer.

 

hazır akü ara kablo

kendi ara kablonuz veya voltmetre klipsiniz için kullanabileceğiniz klipsler. kıskaç, krokodil gibi adlarla da anılırlar.

 

acil durum marş destek sistemlerine bir örnek

şöntlü (shunt/şant) akü ölçer. genelde profesyonel amaçlı oto elektrikçiler kullanır. volttan ziyade amper ölçümünde iyidir. bir de içindeki dirençler akü iç direncini hesap ettiğinden standart voltmetreden daha önce ölen aküyü tanır.
akü şarj cihazlarına örnekler.

 

daha küçük olanlara örnekler


 


led trafo ile de şarj yapılabilir ancak verimli olmaz. sadece boş aküyü %80e getirir.

akü şarj cihazı diye bunları satmaya kalkabilirler. işinizi görmez. an az 5 amper olmalı.
görüldüğü gibi bunlar ışıldak aküsü gibi daha küçük aküler için. üsttekiyle asla dolmaz bununla 1-3 hafta arası zaman alır ve %100 dolmaz.
 
şant (şönt shunt) ampermetre

basit bağlantılı hali

dijital bağlantı

resmi internette buldum biri arabaya takmış ama neresi bilemedim.
 
aküye bağlantı
 
 
uyarı:
Burada yazılanlar kişisel denemeler sonucu öğrenilen bilgilerdir ve bilgi paylaşımı amacıyla yazılırlar. Uygulama sırasında kendinize, çevrenize ve eşyalarınıza vereceğiniz zararlardan sorumluluk almam.

Devrim Tuncer
  

10 Temmuz 2015 Cuma

pil kapasite ölçümü ve pilin doluluk ölçümü


Piller ve aküler-taşınabilir elektrik.

Pilin kapasitesini ölçmek:

                Yeni bir pil aldım üzerinde 2000 mAh yazıyor. Gerçekten bu kadar mı ölçmek istiyorum ne yapayım? İnternetteki bazı yazılarda tipik bir akıl verilir. Voltmetreyi 10 A ölçüm konumuna al pilin + ve – kutuplarına bağla çıkan rakama bak.

                Çıkan değer bazen sevindirir bazen de üzer. 3500 çıktı yaşasın daha güçlüsü bana denk gelmiş. Veya 1500 çıktı. Zaten düşük bir de hızla düşüyor. Çok kötü malzeme vermişler bana.

                Gerçekten iyi malzeme alıp almadığınızı bilemem ama önce siz kendinizi kandırıyorsunuz. İyi habere sevinenler için de aynısı geçerli. Seri üretim bile olsa pillerin hiçbiri %100 diğerinin aynı olmaz. Bazısı biraz yüksektir bazısı düşük ama 2000 yazan bir değer 3500 olmaz. 3500 yazanın 2000 çıkmasını anlarım ama 2000 mantıken 3500 olmaz. Öyle olsa mutfak robotu diye aldığımız şeylerin bazılarının uzay gemisi olması gerekirdi.

                Voltmetreyle veya ampermetreyle pilin kapasitesi ölçülmez. Bildiğim kadarıyla şu an pilin kapasitesini ölçen bir alet yok. En azından bir dokunmayla ölçebilen. Pilin kapasitesi deneme ile ölçülür. Pili çektiği akım bilinen bir sisteme bağlarsınız ve ne kadar süre o akımı verdiğine bakarsınız. Çıkan süre ile devreden geçen akımı çarptığınızda gerçek kapasite bulunur.

                Ampermetreyi iki kutba bağladığınızda pile kısa devreye yakın bir işlem yaparsınız. Pil verebileceği maksimum akımı verir. Yani siz o an okuduğunuz değerle aslında pilin c maks değerini hesaplarsınız. O da kısa bir süreliğine. 2000mAh yazan bir pilden bu yolla 3000 okursanız pilin içinde 3000 miliamperi 1 saat verecek miktarda elektrik olduğu anlamına gelmez. O anda devrede 3000 miliamper akım geçtiğini gösterir. Yani pil kısa devreye yakın bir anda vereceği en yüksek anlık akım değerini vermektedir. 3000/2000=1.5 değerini elde edersiniz o da pilin cmaks değeridir. C değeri değildir. C değeri için aynı ölçümü bir süre daha devam ettirmeniz ve uzun bir zaman okunan değerin değişmediği  değeri tespit etmeniz gereklidir. O zaman o sabit kalan değerle kapasitenin oranı c değeridir.

Örneklersek pili ampermetre ile direk ölçtük önce 3000 miliamper değerini okuduk. Sonra değer düşmeye başlayacaktır. 2999 2998 2997 2800 2700 gibi hızla düşer. Sonra kısa bir süreliğine sabit kalır. 2000 2000 2000 2000 2000 gibi o zaman 2000/200=1 c değeri 1 dir diyebiliriz. O sabir süre sattler veya uzun dakikalar almaz. En fazla (pile göre değişebilir ancak) yarım dakika civarıdır. Çoğunluk 10 saniyeyi geçmez bu yüzden dikkatli olmanız gerekir.

Ancak bunu yapmayın. Ampermetreler çok düşük dirençlidir ve siz 10 A kademesinde pile direk temas ederseniz kısa devreye yakın bir değer elde edersiniz. Zaten ölçümün ilk anlarında piliniz ve kablolar ısınmaya başlar. Çinko piller sistemi ısıtacak kadar bile enerji taşımadığından sadece pil hemen biter. Alkalinlerde de nadiren ptalama yapacak c değeri ve akım kapasitesi olduğundan sorun olmaz. En fazla akar. Nikad pillerle nimh pillerde de akım kapasitesi olsa da genelde c değeri düşük olduğundan sorun olmaz. Ancak örneğin foto veya elektrik motoru için yapılmış yüksek c değerli nimhlerde akma olabilir veya biraz elinizi yakarsınız. Pili bir kenara koyduğunuzda yavaşça soğur ve geçer.

Ancak kurşun ve lityum pillerde pimi çekilmiş el bombasıyla top oynadığınızı söyleyebilirim. Kurşun akülerde VRLA veya stasyoner akülerde c değeri genelde düşüktür ama kapasite büyük olduğundan kablolarınız alev alabilir, elinizi yüzünüzü yakabilirsiniz. Genelde izolasyon iyi olduğundan akü patlamadan ampermetreniz eriyeceği için gene kurtarma ihtimaliniz yüksek. Ancak starter akülerde bunu denerseniz büyük ihtimalle siz ne olduğunu anlamadan akü ve ampermetre alev alacaktır. 60Ah lık bir araba aküsü kaliteli bir aküyse 600 ampere (miliamper değil) kadar elektrik verebilir. 10 daireli bir apartmana 150 amperlik sigorta büyük gelir. Genelde 100 takarlar. Varın siz düşünün. 7 Ahlık VRLA aküyü kısa devre ettirerek punta yapmak gibi bir hata yapmıştım ve araba dış sacı kalınlığında bir plaka erimişti. Çıkan değeri ölçemedim ama 600 amperin yakınına bile gelemediğinden aminim.

Lityum pillerde de kapasite orta düzeydedir ancak c değerleri bazı türlerde çok yüksek olduğundan ciddi sorunlarınız var demektir. Üstelik lityum pillerde ısıl dengesizlik sorunu vardır ve patlamadan bir önceki aşamadır. Piyasadaki lityum pillerin çoğu ICR ve IMR dir. Bunların c değeri düşük olduğundan ısınıp patlamaları zaman alır ve size kaçacak veya devreyi kapatacak zaman verir. Ancak deney kavramını seven ülkemiz insanları laptoptan söktüğü 5 c lik NGR veya IGR pillerle bunu denediğinde saniyeler içinde ellerine veda eder. En güvenilir pilelrden sayılan NMR pillerden biri bir gün çalışırken kazara kısa devre yaptı. Pil yuvasının kablolarını eritmesi sadece saniyeler aldı. Elimden attığımda kablolar ayrıldığı için devamı gelmedi. Olay olsa olsa ancak 10 saniye sürmüştür ancak eğer pil NMR yerine CGR veya LİPO olsaydı beni acil servise kaldırmaları gerekirdi. Lityum piller organik çözücü içerir ve patlamaları halinde suyla sönmeyen bir alev çıkarırlar. Üstelik ısıl dengesizliğe giren bir lityum pil artık durdurulamaz. Yanınızda kova dolu su varsa belki o sizi kurtarabilir.

Bu nedenle voltmetre veya ampermetreyle bu işlem yapılmaz. Yapacaksanız deneme yolu kullanılmalıdır.

Deneme için önce pil bir sisteme bağlanır. Basit bir ampul veya tek direnç en iyisidir. Sisteme önce ampermetreyi seri olarak bağlayıp devrenin kullandığı akımı ölçersiniz. Ardından ampermetre sökülür ve paralel bir voltmetre bağlanır. Böylece pilinizin bittiğini anlarsınız. Voltmetre koymadan ışığın gücü ile de anlaşılabilir. Sadece sürekli ışıpa bakarken nerede durmanız gerektiğini bilemeyebilirsiniz ancak voltmetre bağlıyken 0,9-1,0 volt civarlarında durabilirsiniz. Böylece pilinize zarar vermeden işlem yapabilirsiniz.

Devreniz 60 mA akım kullanıyor ve pilinizle 20 saat çalıştı. 20*60=1200mAh pilinizin reel kapasitesidir. Üzerinde yazandan farklı olabilir. Deney hataları, cihaz farklılıkları ve ortam sıcaklığı gibi değişkenlerin yanında bazı markalar üzerlerine hesaplanmış değer veya uydurma değer yazabilir. Küçük farklara takılmayın.

İnternette bir kişi pili 100 mA çeken bir dirence bağlayım saate taktığını söylemişti. Saati 12 konumuna alıp pili takıp bırakmış. Saatin durduğu zamanla 100 değerini çarparak kapasiteyi bulmuş. Bence güzel fikir. Ancak 100 Ma akım büyük kapasiteli pillerde 12 saatten fazla süreceği için hataya neden olabilir. 200 veya 300 mA akım çekecek direnç kullanabilirsiniz.

Direnç-amper hesabı kolaydır. Lisede kaynana formülü diye öğretilen formülle bulursunuz. V=I*R.  1,5 voltluk alkalin pil için 200 mA akım çeken direnç bulmak için bilinenleri formüle yerleştirelim. Formül amper üzerinden çalıştığı için miliamperi amper olarak yazın.

1,5=0,2*r (direnç genelde r ile gösterilir.)

R=1,5/0,2=7,5 ohm. Eğer alkalin pilinizi 7.5 ohmluk dirence bağlarsanız devreden 200 mAh akım geçer.

Bilmeniz gereken diğer formül de W=V*A dır. Watt cinsinden güç (veya tüketim) devrede dolaşan akımla  devreye sağlanan voltun çarpımıdır.

Bir akü gibi yüksek kapasiteli bir sistemi ölçecekseniz tavsiyem direncin yanına bir de lamba gibi bir yük koyun. Toplam direnci öyle bulun. Örneğin 12 v 7Ahlık akü deneyecekseniz. Önce bir ampul bağlayıp onun akımını ampermetre ile ölçün. Ardından örneğin 1 amper geçirmek istiyorsanız yukarıdaki sistemle bu ampulden geçen akımı ölçün. Ardından ampulün akımı istediğiniz akımdan çıkarak hesap yapın.

Örnek: 12v 7 Ahlık akü için 1 amper akımla boşalma deneyi. Araya bir lamba koyduk ve lambanın 200 MA akım çektiğini gördük. O zaman 1-0,2=0,8 amper üzerinden direnç testi yaparız. 12=0,8*r r=12/0,8=15 ohm. Ampule seri olarak 15 ohmluk direnç bağlanacak demektir.  (değerler örnektir siz iyi öğrenip kendi hesaplarınızı yapın)

Diğer bir uyarı da eğer araba aküsü gibi büyük bir pil veya pil grubu ölçülecekse ister istemez çekilecek akım da çok büyük olacaktır. Bu durumda devreye direk bağlanan ampermetreler kullanmamaya çalışın. Çok kalite bir cihazınız yoksa ampermetrelerin geneli  amper seviyesinde uzun süre çalışacak şekilde yapılmaz. Verdim 1000 tlyi aldım flukeyi diyene lafım yok ama benim gibi 100 tl altı cihazlarla çalışıyorsanız 5 amper üzerinde şönt (shunt-şant) ampermetre kullanmanızda fayda var. şönt ampermetre ve voltmetrede sistem devreye direk bağlanmaz. Kablolardan biri şönt adı verilen bir sargıdan geçer. Kablo devreye elektrik sağlarken oluşan manyetik akı kablodaki akımla doğru orantılı olduğundan cihaz manyetik akı ile kablodan geçen akımı bulur. Tehlikesizdir ve devreye ek yapmanız gerekmez. Pensampermetreler bu mantıkla çalışır ve elinizde düzgün bir pensampermetre varsa kullanabilirsiniz. Pensampermetre hataya açık olduğundan çok ucuz türlerini kullanmayın. Kablolular %5 yanılıyorsa onlar %30 yanılabilir.

Pilin doluluğunun ölçülmesi:

Pilin ne kadar dolu olduğunu iç dirence bakarak ölçen bazı cihazlar var. Oldukça da ucuzlar. Bazı voltmetrelerde de bu fonksiyon var. Ancak ben kendim yapacağım diyorsanız işiniz basit. Ucuz bir voltmetre bile işinizi görür.

Pile voltmetreyi direk bağlayarak pilin boştaki voltajını okuyun. Genelde piller son çeyreklerine kadar üzerlerine herhangi bir devre yükü bağlı değilse ilk voltajlarını verirler. %40 dolu bir alkalin pil herhangi bir yük altında değilse 1,5-1,45 volt değerini rahatlıkla verir. Diğer türler içinde aşağı yukarı bu durum geçerlidir.

Ancak pilin yük altındaki voltajı gerçek durumunu verir. Pilin kapasitesinin yaklaşık %5-10 arasına denk gelen bir yük voltajı yaklaşık olarak kalan elektrikle orantılı bir yere çeker. Yüksek yük dolu piller için düşük yük yarım piller için hassastır. Ancak sizin çok hassas bir işiniz yoksa %5 civarı yeterli olacaktır. 2000 mAhlık nimh pilin kalan gücünü ölçmek için önce pilin boştaki voltajını ölçtünüz ve 1,24 değerini okudunuz. Ardından pili yaklaşık 100 mA akım çeken bir devreye (direnç, ampul..vb) bağlayıp yine voltajını ölçtünüz. Okuduğunuz değer 1,19 volt.

Son 1 voltluk kısım bir işinize yaramayacağından her bir taraftan 1 volt çıkarılarak 0,24 %100 ise 0,19 %kaçtır diye içler dışlar çarpımı yaparak 0,19*100/0,24 hesabı ile %cinsinden yaklaşık bir kalan kapasite bulabilirsiniz. Ancak her pil grubunun boşaldıkça voltaj düşüş rejimi farklı olduğundan bulacağınız % değer her zaman net ve kesin olmayacaktır. Örneğin alkalin pillerde doğru orantı vardır ancak nimh piller hayatlarının %75ini 1,20-1,1 volt aralığında geçireceğinden %değer çok hassas olmayacaktır. Tavsiyem ince % hesaplarından çok genel bir değerlendirme yapın.

C değeri yüksek olan piller ve bataryalarda %5 değeri az gelebilir %10 veya 10a yakın bir değerle ölçüm yaparsanız daha iyi olur. Örneğin 60 Ahlık yeni bir araba aküsü 400- 500 amper verebilecek kapasitedeyken siz 3 amper çekerseniz akü bunu umursamaz bile. Alacağınız voltaj gerçek yük altı voltajı olmayabilir. aynı şey 5000 mAh 60 c lipo pilden 25 mA akım çekmeniz anlamlı olmaz 50-100 mA arası bir yük kullanmanız daha doğru olacaktır. benzer şekilde 60Ah araba aküsü içinde 5-10 amper arası yük kullanmanız iyi olur.


uyarı:
Burada yazılanlar kişisel denemeler sonucu öğrenilen bilgilerdir ve bilgi paylaşımı amacıyla yazılırlar. Uygulama sırasında kendinize, çevrenize ve eşyalarınıza vereceğiniz zararlardan sorumluluk almam.

Devrim Tuncer

 

8 Temmuz 2015 Çarşamba

ups seçimi, upsnin ev sistemine bağlanması, jeneratör ve akım koruma prizi farkları


Piller ve aküler-taşınabilir elektrik.

UPSlerin seçimi ve ev elektrik sistemine takılması:

                Ülkemiz elektrik sistemi sağolsun hem kalitesiz elektrik sağlamak hem de sık sık kesintilere neden olmak konusunda cömert olduğu için ilginç çözümler bulmak zorunda kalıyoruz. Jeneratör ses ve pahalılık nedeniyle ayrıca saklaması kolay olmayan akaryakıt ihtiyacı nedeniyle ilk tercih değil. Akü invertör sistemi de hem otomatik olmaması hem de şarj konusunda sıkıntı çıkarması nedeniyle UPS den sonra gelmekte. Bu nedenle aslında bilgisayar için yapılan upsler evlerde ilgisiz işlerde de kullanılmakta. Çünkü mecburuz. Para kolay kazanılmıyor. Bu nedenle doğru seçim hem verdiğimiz paranın karşılığını almamızı sağlayacaktır hem de sonradan ek maliyetler yüklenmemize gerek kalmayacaktır.

                Upsnin ev sistemine bağlanması da söz konusu ancak bu olay çok risklidir ve sizin ihtiyacınızdan öte evin elektrik dağıtımının nasıl yapıldığı çok önemlidir. Konuya değineceğiz ancak önce ups mizi seçelim.

UPS seçimi:

                Ups seçiminde ilk faktör güçtür. Neleri çalıştırmak istiyorsunuz? Çalışmasını istediğiniz  cihazların genelde arkalarında bulunan etiketlerindeki enerji tüketim değerini kullanın. Sonu w veya watt ile biten değer sizin ihtiyacınız olan değerdir. Ancak bu değer genelde ortalama bir tüketimdir. Örneğin tasarruflu ampullerde yazan w değeri  birkaç saatlik ortalamadır. Tasarruflu ampul ilk açıldığında üzerindeki değerin 4-5 katı elektrik tüketir ve 1-2 saat içinde üzerinde yazan değerin biraz altına kadar iner. Bu yüzden genel tüketim hesabı yaparken tasarruflu lamba kullanıyorsanız üzerinde yazan değerden fazlasını hesaplayın.

                Tüplü televizyonlarda da benzer bir durum vardır ancak fark genelde fazla değildir. 80w yazan bir tüplü televizyon için 120w değer olarak hesaplamanız yeterli. 30 yıllık bir crt televizyonunuz yoksa yarım saat içinde tüketim etikettekine yakın bir değere inecektir. Bu arada tüplü televizyonlar eskidikçe tüketimleri artar. Bu nedenle tüplü televizyon kullanacaksanız etiket değerinden yaklaşık %30-50 arası fazladan değer hesaplayın.

                Lcd ve led tvlerde verilen değer genelde işlemci kullanımı gerektiren usb okuma veya internet bağlantısı kullanma durumunda artar ancak kısa sürede normale döneceği için fazla bir sapma beklenmez. Ancak televizyonun marka ve modeline göre değişen güç tüketimleri olduğundan mutlaka tüketimi bulun ve öyle hesap yapın. Olsa olsa demeyin. 1 yıl arayla çıkan 2 82 ekran lcd televizyondan birinin 400w birinin 80 w tükettiğini gördüm.

Çamaşır makineleri genelde 2000w civarı tüketim yapar ancak bu değere sadece sıkma ve su ısıtmada ulaşır. Bulaşık makinaları da 2000w civarıdır ancak onlarda kurutma ve su ısıtmada bu değere ulaşır. Ancak eğer bu makineleri kullanacağım diyorsanız  güç hesabının etiketteki bu maksimum değer üzerinden olsun.

                Küçük ev aletlerinde tüketim kasanın üzerindeki değer değildir. 200watt yazan rondo gerçekte 100 w kullanıyor olabilir. Görünür yere kocaman yazılan yazılar reklam amaçlı olup devir hızı ile çarpım gibi başka parametrelerle bulunan reklam değerleri olabilir. Etiketteki güç esastır.

Bilgisayarlar için genelde güç kaynaklarının verebildiği maksimum değer esas kabul edilir. Örneğin kasanızın güç kaynağı 500w ise normalde bilgisayar bu gücü harcamaz ancak siz ona göre hesap yapın. Ekranlar çok az tüketir ve arkalarındaki etikette doğru bir değer olur.

Buzdolabında etiket yoksa kompresörün etiketine bakın. Genelde o rakamın %20-30 fazlası buzdolabının maksimum tüketimidir. Ancak kompresör bir motordur ve her motor gibi ilk çalışmaya başladığında normal tüketimini,n kısa süreliğine birkaç katı güç kullanır. Bu yüzden eğer kılavuzda yazıyorsa bu demeraj değerini verebilecek bir ups takın. Değilse  kompresör gücünün 3 katını demeraj kabul edin. A sınıfı kompresörlerde demeraj nadiren 3 kattan fazladır. Derin dondurucu ve sebiller için de bunlar geçerlidir.

Kombiler 200 w civarı elektrik tüketir. Siz yine de kılavuzuna veya etiketine bakın. Ancak kombilerde de pompa motoru olduğundan arada 2 katı kadar demeraj kullanacağını unutmayın.

Paranız çok değilse güç ihtiyacınızı düşük tutun. Örneğin yokluğunda çok zorlanmayacağınız şeyleri hesaba katmayın. 24 saatten fazla kesinti yaşamıyorsanız veya çok sıcak bir iklimde değilseniz buzdolabı çok öncelikli değildir. Buzdolabı ve derin dondurucuların geneli çok fazla açılıp kapatılmazlarsa iç Anadolu yazında bile 24 saate yakın koruma sağlarlar. Tedbir amaçlı buzlukta şişe su dondurup kesinti anında üst rafa bu buzları koyarsanız işiniz fazlasıyla görülür.

Çamaşır, elektrik süpürgesi gibi olaylarda da yaşanacak gecikmeler ölümcül olmayacaktır. Ancak kombi, aydınlatma, tv, bilgisayar gibi faktörlerle şarj aletleri önem taşıyacaktır. Elbette işyeri için elektrikli kepenk, alarm sistemi, akıllı binalarda merkezi işlemci gibi alanların da korunması kaçınılmaz olabilir. Kısacası ihtiyacınızı iyi ve akıllıca belirleyin. Ne fazla kısıntıya gidin ne de bohem davranın. Ups ile elektrik elde etmenin yatırım maliyeti biraz yüksektir. Bu nedenle çok uzun kesintilerde çamaşır makinası gibi ihtiyaçlarınız da öne çıkacağından jeneratör kavramını düşünebilirsiniz. Veya bir kombinasyonu.

w/watt cinsinden güç ihtiyacınızı belirlediğinizde buna uygun bir ups seçin. Upsler va/kva olarak sınıflandırılırlar. Bu iki değer aynı değildir. Va da voltamperdir watt da volt ve amperin çarpımıdır ancak biri teorik değerdir biri gerçek. Va değeri cos f denen bir değerle çarpılarak gerçek watt değerine ulaşılır ancak bu değer çok nadiren verilir ve upslerde genelde %50-60 civarıdır. Siz 50 kabul edin. Bu nedenle va değerinin yarısı watt cinsinden kullanabileceğiniz güç çıkışıdır. Sizde eviniz için güç ihtiyacını hesaplarken bulduğunuz w değerinin en az 2 katı va gücünde bir ups alın.

Gelelim ikinci konuya. Demeraj ve çalışma süresi. Upslerin büyük çoğunluğu elektrik kesildiğinde kısa süreyle besleme sağlayacak şekilde yapılır. Özellikle 3kva nın altındakiler kısa bir süre boyunca çalışacak şekilde yapılırlar. İç aküleri 10 dakika taşıyacak şekilde hesaplanmışsa sistem de en fazla 15-20 dakika bu kapasitede çalışır. Eğer güç ihtiyacınız düşükse ve bu tarz bir ups kullanacaksanız upsnin kapasitesinin 1/3ünü aşmayın. Yani 3 kva lık bir ups aldıysanız bu yaklaşık 1500 w güç verebilir ama bunu da kısa süre verebilir demektir. Yaklaşık 500 w civarı güç kullanımında uzun süre çalışabileceğini hesaba katın ve hesabınızı ona göre yapın. 100 w bir cihaz çalıştıracaksanız en az 300 w sağlayabilen bir ups alın o da yaklaşık 600 va eder.  Ayrıca bu tip küçük çaplı upslerin demeraj kabiliyetleri çok sınırlıdır %15 den fazla güç aşımını çoğu kaldıramaz. Bu yüzden motorlu bir alet çalıştırmak uygun değildir. Dışarıdan akü bağlanabilen upsler tam kapasiteyle uzun mzaman çalışabilecek yapıdadır. Bir de fanlı soğutma yapanların büyük kısmı tam kapasite birkaç saat çalışabilir ancak onlarda da tam kapasite uzun saatler çalışmak çok uygun değildir. Bu yüzden 4-5 saatten fazla çalışacak upsleri ya 1/3 kapasitede çalıştırın veya dış akü besleme imkanı olanları kullanın.

Küçük ups lerin ve invertörlerin çoğu modifiye sinüs akım verir. Kare akım da denen bu sistem prizdeki alternatif akımın benzeridir ancak aynısı değildir. Elektronik aletlerde ayrıca bir doğrultucu devre bulunduğundan kare akımla bilgisayar, televizyon gibi şeyler çalışır ancak kombi, buzdolabı gibi motor içeren cihazlar çalışmaz. Elektrikli kapı, buzdolabı, kombi gibi unsurları çalıştıracaksanız gerçek sinüs akım veren cihazları seçin.

Upsler şebeke tepkilerine göre 2ye ayrılır. On line ve line interactive upsler. Line interactive upsler daha ucuzdur. Bildik akım değiştirici röle ile çalışırlar. Şebekede elektrik varken devrede değildirler. Elektrik kesilince devreye girerler ancak arada birkaç milisaniye zaman geçer. Elektronik sistemlerde kapasitörlerde biriken elektrik bu birkaç milisaniyeyi kaldırır ancak motorlu ve elektronik sistemlerde (kombi buzdolabı) motora zarar verebilir. Ayrıca line interactive upslerde farklı giriş voltajına göre çıkışı ayarlayan mekanizmalar vardır. Örneğin alacağınız upsde büyük ihtimalle 160-270 volt arasında voltaj regülasyonu diye yazar.  Özellikle trafolu sistemlerde trafonun farklı noktalarından çıkış alırsanız farklı giriş voltajıyla sabite yakın bir çıkış elde dersiniz. Ancak bu net bir regülasyon değildir. Örneğin sistemdeki röleler 40ar voltluk aralıklarla girişi değiştirecek şekilde kurulmuşsa (ki çoğu ups de bu böyledir) şebeke 160-200 volt aralığında a rölesi devreye girer ve x noktasından çıkış alırken 200-240 volt arasında b rölesi devreye girer ve y noktasından çıkış alır. Aynı şey 240-280 volt arasında da c rölesi z çıkışı ile sağlanır. Bunun anlamı bu cihazların regülasyon yeteneği sınırlıdır. Sabit 220 volt yerine 200-240 volt arasında tutacak şekilde ayarlama yapar. Çok hassas olup sabit 220 isteyen sistemler için uygun değillerdir. Özellikle invertörlü motor teknolojisine uygun değillerdir. Ayrıca sadece voltajı ayarlarlar ancak şebekedeki gürültü, parazit ve hertz (hz) bozulmalarına karşı savunmasızdırlar. Elektrik kesintisi yanında şebeke elektriğininin kalitesi kötüyse bu upsler zayıf kalabilir. Ayrıca gerçek anlamda bir regülatörün yerini tutmazlar.

On line sistemler daima şebeke üzerinden çalışırlar ve elektrik kesildiği anda zaten devrede olduklarından geçiş aralığı olmaz. Ayrıca online sistemlerin geneli sinüs akım verir. Yani daha uygun ve temiz bir elektrik vardır. en güzeli online sistemler sürekli devrede olduklarından şebekeden gelen elektriği direk kullanırlar ve bu arada şebekedeki hataları süzerek size daha temiz ve güvenilir bir elektrik verirler. Gerçek regülasyon yaparlar. Hata payları 40 volt değil iyi kalite bir cihazda birkaç volttur. Hz düzeltmesi yapabilirler ve şebekedeki gürültü ve parazitleri %100e yakın süzerler. Dezavantajları geneli fan içerdiği için biraz sesli olabilirler, biraz pahalıdırlar ve %5-10 arası bir elektrik tüketimini arttırırlar. Ancak gerçek verim istiyorsanız bu tipleri tercih edin. Buzdolabı elektrikli kapı gibi şeyler çalıştıracaksanız kesinlikle bunları tercih edin.

Paralel çalışmalı upsler vardır. Bunlar yapılırken birden fazla ups birbirine bağlanacak şekilde yapılır. Özellikle güç ihtiyacı değişken veya esnek olan yerlerde kullanılırlar. Bazı pano ve yazılım ara yüzleriyle normal upsleri de paralel çalıştırmak mümkün ancak tavsiye etmem. Hataya çok açık olurlar. Paralel upsler genelde yazılımla çalışırlar ve yazılımlarının bir standardı yoktur.  örneğin a markasında upslerden biri bozulursa sadece onu kapatırken başka bir markada sistemi tamamen kapatan bir yazılım var olabilir veya güç aşımı olduğunda bir marka size sorarken biri otomatikman bazı yerleri kapatabilir ve onun otomatik yaptığı iş sizin istemediğiniz şey olabilir bu yüzden bu sistemlerden alacağınızda ihtiyacınızı iyi belirleyin ve alımınız ona göre yapın. Gce gündüzveya mevsimsel güç tüketimi değişen ortamlarda kullanılabilirler. Veya birbirine uzak noktalarda ups ihtiyacı varsa kullanılabilirler. Ups çıkışından aldığınız elektriği çok uzağa taşımanız istenmez. İnvertör kısmını fazla zorlar ve fazla güç kaybı yaşarsınız. Yazın kışlık lastik takılı araba gibi sistem zorlanır. Bunun yerine bir data kablosu çekmek daha kolay ve maliyetsizdir. Örneğin 3 ayrı katta veya 3 ayrı binada duran serverları tek yerden beslemeye çalışırsanız hem kablo maliyeti yüksek olur, hem kayıp çok olur hem de arızaya daha açık olursunuz. Onun yerine bu 3 noktaya ayrı ayrı ups kurup bunları tek elden bir cat 5 data ile idare etmek daha kolay ve ucuzdur. Aynı şekilde bir işyerinde gece sadece 2. Kattaki serveri açık tutmak yeterken gündüz 1. Kattaki bilgisayarları da açmak gerekiyorsa ve yazın bir de  fazladan fan ekleniyorsa bu sistemler anlamlıdır ancak amatör kullanımda çok pahalı ve karmaşıktırlar.

Güç hesabını yaptınız ve uygun bir ups seçip aldınız. Bundan sonra ups nin bağlanması sorunu başlar. İnternette ve bana gelen sorularda sık sık ev girişine bağlamak veya jeneratör gibi sigortayı kapatıp priz üzerinden elektrik vermeyi isteyenlere rastlıyorum. Yapılmaz değil ama burada sizin dışınızda gelişen bir sorun var. evin ankastre elektrik tesisatı buna uygun mu?

Yaşadığım evlerden birinde sistem çok mantıklı yapılmıştır. Çamaşır, bulaşık makinaları ve fırın için tek hat; prizler odalara göre bölünmüş ve ışıklar evi ikiye bölecek şekilde 2 ayrı sigortaya bağlanmıştı. Bu evde ankastreye bağlamak çok kolaydır. Hangi odanın prizi çalışsın istiyorsanız o odanın ve lambaların (gücü hesapladığınızı var sayıyorum) bağlı olduğu sigortalar ankastreden ayrılır ve ups çıkışına bağlanır. Ups girişi herhangi bir bağımsız sigortadan alınır. Nötr fazı da ayırdınız mı ki bu genelde kolaydır, sorun kalmaz.

Ancak oturduğum evlerde çamaşır makinasıyla oda lambalarını aynı yere bağlayan, mutfak prizleriyle lambaları aynı yere bağlayan çok sayıda “deha” ürünü çalışmalarla kurulmuş sistemlere rastladım. Üstelik eski evlerde tüm evin 2-3 sigortaya bağlandığı bilinen bir şeydir. Hala eski elektrikçiler 3 tane neyinize yetmiyor der durur. Böyle bir ortamda düşük güçlü veya kare akım bir upsyi ev sistemine bağlamak anlamsızdır. Elektrik varken bile sık sık sistem kendini kapatır ve upsniz kısa zamanda bozulur. Line interactivler belki elektrik varken güç aşımında biraz daha esnektir ama buzdolabınızın kompresörü tam devreye girecekken elektriğin kesildiğini düşünün. Ya ups yanar yada güvenlik için kendini kapatır. Ne anladım bu işten. Daha da güzeli çamaşır makinası çalışırken ups devreye girmeye kalksa tadından yenmez. Böyle bir sistemde kontrolünüz sınırlı olacağı için akünüzün ömrünü hesaplama şansınız da azdır. Elektrik kesildiğinde 7 saat çalışır dediğiniz televizyon bağlı olduğunu unuttuğunuz bir başka prizde çalışmaya devam eden bir şey yüzünden 1 saatte de kapanabilir.

Bu nedenle upsyi ev sistemine bağlamak yerine ayrı bir yerde tutmanızda fayda var. nerelerde kullanmak istiyorsanız merkezi bir noktaya kurup bağımsız hat çekin veya ups ile kullanacağınız şeyleri bir arda tek bir prizde tutun. Aydınlatma için eğer bağımsız değillerse mümkün olduğunca bağımsız olan sigortayı kullanabilirsiniz ama tavsiyem çok ucuza ve uzun süre dayanan led ışıldaklar varken ups akünüzü ışıklar için harcamayın. Dediğim gibi çıkış kablosu uzadıkça ups zorlanır. 10 kVA altındaki upslerin ev sistemlerine bağlı olmasını tavsiye etmem.

Diyorsanız ki evimde hep pahalı ve hassas aletler var bütçem de uygun 20 kva lık bir ups alın ve evin sigorta girişine takın. Saatten sonra bir sigorta ile upsyi bağlayın. Ups çıkışını da sigorta kutusu girişine bağlayın. Kaçak akım rölesini ups girişine takarsanız ups hatalarına bağlı sorunlarda atar ama benze sigorta kutusu girişine bağlayın. Evdeki cihazları daha iyi korur.  20 kvalık upsnin kendi koruması vardır ve kaçak akım rölesi upsden sonraki arızaları göremeyebilir.

Evimin yapısı uygun diyor ve küçük upsyi evdeki şık ve birkaç prize bağlamak istiyorsanız nötr ucu da ayırın. Eğer kaçak akım rölesi varsa (ki mutlaka olsun) elektrik geliş gidiş sırasında dalgalanma yaratıp kaçak akım rölesini attırabilir. Ben denediğimde nötr ucu ayırmadığım halde kaçak akım atmadı ama özellikle line interactive ler kolaylıkla attırır. Onlinelar biraz daha uyumludur.

Akü seçimi upslere dış akü ağlanması konusunda anlatılmıştı. Bir daha değinmeyeceğim.

Ups ile elektrik yatırım maliyeti çok olan bir sistemdir ve genelde sık ve kısa süreli elektrik kesintileri için anlamlıdır. Bir gün bir hafta ile 1 ay arası elektrik kesintisi yaşayan biri nasıl bir ups demişti. Aküye vereceği para ile 1 yıl mazot paranı karşılarsın git jeneratör al demiştim. Uzun süreli veya yüksek akım ihtiyacı olan yerlerde ups maliyetlidir. Böyle uzun kesintileriniz varsa jeneratör ve upsyi beraber kullanmanızı tavsiye ederim.

Jeneratörü kesinti anında sizin çalıştırmanız gerekir. Otomatik devreye giren jeneratörlerde bile 15-20 saniyelik boşluk vardır ve bu süre yanlış veya eski kapasitör, zayıf starter akü gibi sebeplerle daha da uzayabilir. Hatta kontaktör arızalanır veya paslanırsa jeneratör devreye girmeyebilir de. Bu durumda bilgisayar gibi sistemleriniz sorun yaşar. Tv gibi cihazlarda da veri kaybı olmaz ancak çabuk bozulurlar.

Bu durumda bu tip cihazlarınızı birkaç saat besleyecek kadar güçlü bir ups ve bir jeneratör düşünebilirsiniz. Böylece hem jeneratör çalışana kadar sistem beslenmeye devam eder hem de gece yatarken jeneratörü kapatıp ses ve çalışma gibi dertleri ortadan kaldırırsınız. Güvenlik açısından da iyidir. Jeneratör zengin adam işi fikri hala yaygındır ve bende jeneratör var diye gece bağırmanın anlamı yok. Üstelik jeneratörlerin sağı solu beli olmaz. Uyurken açık bırakmamaya çalışın. Aşırı ısınma sorunları olabiliyor.

Jeneratörünüz manuelse size tavsiye edilecek olan şey ana sigortayı indirip jeneratör çıkışını herhangi bir prize bağlamanız olacaktır. Bu şekilde genelde bir sorun yaşamazsınız. Ancak tavsiyem jeneratör kullanacaksanız nötr girişe de bir sigorta takın ve jeneratör takacağınız da onu da kapatın. Bazı yerlerde toprak ve nötr birbirine bağlı olduğundan (yasak ve hatalı ama ustalar sağolsun kim toprağa gömmekle uğraşacak) sıkıntı yaşayabilirsiniz. Sistemi tam izole etmekte fayda var. Jeneratör otomatik tetiklemeli ise zaten bağlantı ona göre yapılır. Ancak elektriğin geldiğini anlamanız için sigortanın girişine bir renkli ampul türü bir şey bağlamanız iyi olur. Elektrik geldiği halde fark edememe durumu olabilir.

Jeneratörünüzü de tam sinüs çıkışlı alın dememe gerek yok sanırım. Ayrıca çıkışında bir regülatör olması gerek yoksa motor devri değiştikçe anlamsız akım dalgalanması yapar. Piyasada çok ucuza satılan 600-900 va değerindeki çanta tipi jeneratörlerde bu sistem olmadığı için aydınlatma dışında kullanılmaları pek mümkün değil.

İmkanınız varsa ve elektrik sizin için çok önemliyse jeneratör ve ups alın. Jeneratörü ev girişine bağlayın. Upsyi jeneratör çıkışına bağlayın ve en son ups çıkışını evin sigorta girişine bağlayın. Elektriğin kesilip kesilmediğini hissetmezsiniz bile. Ancak bu durumda upsyi korumak için evin içindeki sigortaları düşük tutun. Normalde 10 amperlik besleme için 20-25 amper sigorta konur. Siz 12 -16 amper kullanın. Kısa devre durumunda upsyi zorlamazsınız. Upsler genelde buna karşı korumalıdır ama tüm sistemi kapatırlar.

Güç koruma prizleri: (surge protection)

Regülatör değildirler. Ancak elektrik şebekesinde ani dalgalanma veya aşırı yüklenme oldu mu en iyi koruyuculardır. İyi bir tanesi yıldırımdan bile korur. Ne ups ne regülatör ne de jeneratör bunun yaptığı işi yapmaz.

Elektrik hattınıza yıldırım düşebilir, ağaç devrilebilir, yüksek gerilim hattıyla çakışabilir veya kopan bir kablonun s fazı sizin t fazınıza temas edebilir. Bu durumlarda kısa süreli ama normalin birkaç bin katı bir akım oluşur. Bu durumda sizi bu priz korur. Bu örnekler uç gelebilir ancak 1 km uzağınızdaki elektrik direğine yıldırım düşemeyeceğinin garantisi yok. Oluşacak akım dalgalanmasını siz hissedemeyebilirsiniz ama televizyonunuz dumanlar çıkararak yanabilir. Benzer şekilde upsnizde de kapasitör arızası çıkabilir ve sisteme bir anlık aşırı bir yük verebilir. Elektronik aletlerinizi ve sizi bu priz korur.  Bu olaylar her gün olur ama sınırlı olduğu için hissetmeyiz ancak zamanla elektronik aletleri bozarlar. Yani evinize yıldırım düşmese bile sizin evinize güç sağlayan hattın birkaç kilometre ötesine düşmüyor demek değildir. Rüzgardan sallanan teller birbirlerine temas etmese de kaçak akım oluşturabilirler.

Ups girişine veya çıkışına mutlaka bu prizlerden (iyi kalite olanlardan) takın. Ben buzdolabı çamaşır makinası gibi elektrik sorunuyla bozulabilecek her şeyde kullanıyorum. Üstelik upsye bağlı olmayan ama elektronik beyin içeren çamaşır makinası gibi cihazlar da şebekedeki gürültü, parazit ve hz dalgalanmalarına açıktır. Kullanın. Az bir para büyük masraflardan kurtarır. Hele ki kırsal alandaysanız asla ihmal etmeyin.

  farklı alternatif akım türleri

gerçek sinüs akım

kare akım modifiye sinüs

şebeke akımı hataları

parazit ve gürültüye örnek



uyarı:
Burada yazılanlar kişisel denemeler sonucu öğrenilen bilgilerdir ve bilgi paylaşımı amacıyla yazılırlar. Uygulama sırasında kendinize, çevrenize ve eşyalarınıza vereceğiniz zararlardan sorumluluk almam.
Devrim Tuncer